Kategoriler

Toplam 106 blog | 3. Sayfa
Grafen Takviyeli Karbon Elyaf Kompozitlerin Dayanıklılık ve Uygulamaları
25.08.2025
Karbon elyaf kompozitler (KEK'ler), çelikten kat kat hafif olmalarına rağmen inanılmaz bir mukavemet sunarak havacılık, motor sporları ve yüksek performanslı mühendislik alanlarında bir devrim yarattı. Ancak bu "siyah altının" bile sınırları var; özellikle darbelere, tekrarlayan yüklere (yorulma) ve çevresel etkilere karşı hassasiyetleri, daha zorlu uygulamaların önünde bir engel teşkil edebiliyor. Peki, zaten çok güçlü olan bu malzemeyi daha da dayanıklı hale getirmek mümkün mü? Cevap, malzeme biliminin tek atom kalınlığındaki harikası grafen ile evet. Karbonun bu iki farklı formunun – tek boyutlu elyaflar ve iki boyutlu levhalar – aynı kompozit yapıda bir araya getirilmesi, sadece bir takviye değil, adeta bir "zırhlama" etkisi yaratarak ortaya hibrit bir süper malzeme çıkarıyor.
Grafenli Epoksi Kompozitlerin Mekanik Özellikleri
25.08.2025
Epoksi reçineler, yapıştırıcılardan kaplamalara, havacılık parçalarından elektronik devre kartlarına kadar sayısız endüstriyel uygulamada kullanılan, sert ve kimyasal olarak dirençli polimerlerdir. Ancak bu sertlik, aynı zamanda onların en büyük zayıflığını da beraberinde getirir: Kırılganlık. Epoksiler, darbe altında veya çatlak varlığında esnemeden, aniden ve feci bir şekilde kırılma eğilimindedir. Peki, bu sert ama kırılgan malzemeyi, çelikten daha güçlü ve çok daha esnek bir yapıya dönüştürmek mümkün mü? Cevap, tek atom kalınlığındaki karbon harikası grafen ile evet. Epoksi matrisine eser miktarda grafen eklenmesi, ortaya çıkan kompozitin mekanik özelliklerini, özellikle de kırılmaya karşı direncini, akıl almaz seviyelere taşıyarak onu yeni nesil yüksek performanslı bir malzemeye dönüştürüyor.
Grafen vs Karbon Nanotüp: Kompozit Güçlendirmede Karşılaştırma
25.08.2025
Malzeme biliminin son yirmi yılına damga vuran iki karbon harikası var: Grafen ve Karbon Nanotüp (CNT). Her ikisi de saf karbondan oluşan, atomik ölçekte kusursuz yapılara sahip bu malzemeler, olağanüstü güçleri, hafiflikleri ve iletkenlikleriyle "geleceğin malzemeleri" olarak anılıyor. Polimer gibi geleneksel malzemelere eklendiklerinde, ortaya çıkan kompozitlerin performansını akıl almaz seviyelere taşıyorlar. Ancak, temelde aynı atomdan oluşsalar da, geometrik yapıları onlara farklı avantajlar ve dezavantajlar kazandırıyor. Peki, bir kompoziti güçlendirmek için hangisi daha iyi bir seçim? İki boyutlu bir "levha" mı, yoksa tek boyutlu bir "tüp" mü? Bu yazıda, kompozit güçlendirme arenasında iki devi karşı karşıya getiriyoruz: Grafen vs Karbon Nanotüp.
Grafenli Kompozitlerde Elektriksel İletkenlik Artışı: Nasıl Çalışır?
25.08.2025
Grafen, keşfedildiği günden bu yana malzeme biliminin en gözde oyuncularından biri haline geldi. Tek atom kalınlığındaki bal peteği örgüsü yapısıyla grafen, teorik olarak bakırdan bile daha iyi bir elektriksel iletkenliğe sahip. Ancak bu olağanüstü potansiyeli günlük hayatta kullanılan malzemelere aktarmak için grafenin polimer, seramik veya diğer matrislerle birleştirilmesi, yani grafenli kompozitler oluşturulması gerekiyor. Yalıtkan doğadaki bu matrislere eser miktarda grafen eklemek bile, malzemenin elektriksel davranışında çarpıcı değişikliklere yol açarak onu iletken veya yarı iletken bir yapıya dönüştürebiliyor. Peki, bu sihir nasıl gerçekleşiyor? Grafen, bir kompozitin elektriksel iletkenliğini hangi mekanizmalarla bu kadar etkili bir şekilde artırıyor?
Grafen Destekli Polimer Kompozitlerin 5 Avantajı
25.08.2025
Malzeme biliminde, keşfedildiği 2004 yılından bu yana "mucize malzeme" olarak anılan bir isim var: Grafen. Bal peteği örgüsündeki tek bir karbon atomu katmanından oluşan bu iki boyutlu malzeme, bilinen en ince, en güçlü ve en iletken malzemelerden biri olma unvanını taşıyor. Bu olağanüstü özellikler, grafenin polimer gibi geleneksel malzemelerle birleştirildiğinde, ortaya çıkan kompozitlerin yeteneklerini hayal gücünün ötesine taşımasını sağlıyor. Polimerlerin hafifliği ve esnekliği, grafenin inanılmaz gücü ve işlevselliği ile birleştiğinde, havacılıktan elektroniğe, otomotivden enerji sektörüne kadar sayısız alanda devrim yaratma potansiyeline sahip yeni nesil malzemeler doğuyor. Peki, bir polimerin içine eser miktarda grafen eklemek, onu nasıl bu kadar üstün bir malzemeye dönüştürüyor? İşte grafen destekli polimer kompozitlerin en temel 5 avantajı.
Grafen ve PM: Geleceğin Hibrit Malzemeleri
29.05.2025
Modern mühendisliğin yıldızları arasında parlayan grafen ve toz metalurjisi (PM), bir araya geldiklerinde sadece malzeme değil; yeni bir çağ inşa ediyorlar. Atom kalınlığındaki gücüyle tanınan grafen, PM teknolojilerinin sunduğu şekillendirme ve yoğunlaştırma kabiliyetiyle birleştiğinde, ortaya yüksek performanslı, çok işlevli ve hafif hibrit malzemeler çıkıyor.
Nano Grafen ile Sol-Jel kaplama Nasıl Yapılır?
08.05.2025
Nano grafen ile sol-jel kaplama, malzemelere grafenin üstün elektriksel, mekanik ve termal özelliklerini kazandırmak için kullanılan etkili ve çok yönlü bir yöntemdir. Bu süreç, hem nanoteknoloji hem de malzeme bilimi açısından oldukça kıymetlidir.
İletken Grafen Polyester İplik: Geleceğin Tekstil Dünyasına Giriş
24.02.2025
Tekstil sektörü, yıllardır yenilikçi malzemelerin peşinde koşuyor. Pamuk, yün, ipek derken sentetik iplikler devrimi başladı. Sonra da “akıllı” kumaşlar devreye girdi. Şimdi ise karşımızda, grafenin büyülü dokunuşuyla üretilen iletken polyester iplikler var. Tıpkı bir sihir gibi, bu iplikler hem klasik tekstilin rahatlığını hem de elektronik devrelerin işlevini bünyesinde taşıyabiliyor. Gelin, bu yeni nesil “sihirli” ipliği birlikte keşfedelim.
Grafen Araştırmaları
20.02.2025
Grafenin esnek ve iletken yapısı sayesinde, vücut hareketlerine uyum sağlayan giyilebilir sağlık monitörleri veya akıllı tekstillerin nasıl üretilebileceğini inceleyin.
Vantablack Boyası: Karanlığın Ötesinde Bir Teknoloji Harikası
11.02.2025
Vantablack, adını Vertically Aligned Nanotube Arrays ifadesinden alır. Bu isim, malzemenin temel yapı taşlarını, yani dikey hizalanmış karbon nanotüpleri işaret eder. Öyle bir materyal ki, üzerine düşen ışığın neredeyse tamamını emer; %99.965’e varan bir ışık emilimi sayesinde, adeta ışığı "yutuyor". Bu nedenle, Vantablack o kadar karanlık ki, yüzeyine baktığınızda derin bir boşlukla karşılaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.