Savunma sanayisinde "görünmezlik" (stealth) denildiğinde akla ilk gelenler genellikle uçağın geometrik tasarımı veya kullanılan egzotik nanomalzemelerdir. Ancak çoğu zaman gözden kaçan kritik bir detay vardır: "Uygulama Kalitesi." Dünyanın en iyi radar soğurucu malzemesine (RAM) sahip olabilirsiniz, ancak bu malzemeyi yüzeye mikron seviyesinde eşit bir kalınlıkla süremezseniz, o malzeme işlevini yitirir.
İşte bu noktada, laboratuvarların ve üretim tesislerinin vazgeçilmezi olan Otomatik Film Kaplayıcılar (Automatic Film Applicators) devreye girer. Bu cihazlar, insan elinin asla ulaşamayacağı bir hassasiyetle, standart ve tekrarlanabilir "görünmezlik filmleri" üretmenin tek yoludur.
Geleneksel fırça veya sprey yöntemlerinde "insan faktörü" devreye girer. Elin titremesi, hızın değişmesi veya baskının farklılaşması, kaplama yüzeyinde dalgalanmalara neden olur.
Stealth teknolojisinde ise "Empedans Eşleştirme" kuralı vardır. Radar dalgasını sönümlemek için kaplama kalınlığının, dalga boyunun belirli bir katına (genellikle çeyrek dalga boyu) tam olarak eşit olması gerekir.
Sorun: Kaplamanın bir noktası 50 mikron, diğer noktası 55 mikron ise, radar dalgaları o 5 mikronluk farktan geri yansır.
Çözüm: Otomatik film kaplayıcılar, motorlu bir kol yardımıyla, ayarlanan hızda (örneğin 10 mm/saniye) ve sabit baskıda ilerler. Sonuç, yüzeyin her noktasında hatasız ve eşit kalınlıktır.
Otomatik kaplayıcılar, malzemenin viskozitesine (akışkanlığına) göre iki temel başlık kullanır. Bu başlıklar, MXene'den Karbonil Demir tozlarına kadar her türlü stealth malzemeyi şekillendirir.
Bu yöntem, özellikle yoğun ve macun kıvamındaki radar soğurucu boyalar için kullanılır.
Nasıl Çalışır? Bıçağın altındaki boşluk, mikrometre vidalarıyla hassas bir şekilde (örneğin 100 mikron) ayarlanır. Cihaz hareket ettiğinde, bıçak önündeki boyayı sıyırır ve arkasında tam olarak 100 mikronluk (kuruyunca incelir) ıslak bir film bırakır.
Örnek: Bir tankın zırhı için geliştirilen ağır metal dolgulu epoksi kaplamalar, bu yöntemle test panellerine uygulanır.
Daha akışkan, mürekkep kıvamındaki nanomalzemeler (Örn: Grafen veya MXene mürekkepleri) için kullanılır.
Nasıl Çalışır? Çelik bir çubuğun üzerine çok ince teller sarılmıştır. Telin kalınlığı, ne kadar boyanın geçeceğini belirler.
Örnek: İHA kanatları için geliştirilen çok ince ve hafif, çok katmanlı (multi-layer) filmler bu yöntemle üst üste kaplanır. Her katman mikron hassasiyetindedir.
Modern otomatik film kaplayıcılar sadece "sürme" işlemi yapmaz, aynı zamanda kurutma sürecini de kontrol eder.
Vakum Tablası: Kaplama yapılacak altlığın (kağıt, folyo veya cam) kıpırdamasını engellemek için binlerce mikro delikten vakum yaparak malzemeyi sabitler. Pürüzsüzlük için bu şarttır.
Isıtmalı Yüzey: Radar emici boyaların içindeki çözücünün (solvent) homojen uçması gerekir. Alttan ısıtmalı tablalar, boyanın "portakal kabuğu" görüntüsü almasını engeller ve moleküllerin (örneğin karbon nanotüplerin) yatay düzlemde hizalanmasını sağlar. Hizalanmış moleküller, daha iyi iletkenlik ve koruma demektir.
Bir laboratuvar, yeni geliştirdiği "Nano-Gümüş Stealth Boyası"nı test etmek istiyorsa, önce otomatik film kaplayıcı ile küçük numuneler (A4 boyutunda) üretir. Bu numuneler Network Analizör cihazlarına (VNA) sığacak standartlardadır. Burada elde edilen "Reçete" (Hız: 20mm/sn, Kalınlık: 50 mikron, Sıcaklık: 80°C), daha sonra fabrikadaki devasa "Roll-to-Roll" kaplama makinelerine birebir aktarılır. Yani otomatik kaplayıcılar, laboratuvar ile fabrika arasındaki köprüdür.
Savunma sanayinde hata payı yoktur. Otomatik Film Kaplayıcılar, "yerli ve milli" stealth malzemelerin geliştirilme sürecinde, tesadüfleri ortadan kaldırır. Araştırmacılara, "Acaba boyayı mı yanlış sürdüm, yoksa formül mü hatalı?" sorusunu sordurtmaz. Kesin, net ve tekrarlanabilir sonuçlar sunarak, görünmezlik teknolojisinin standartlarını belirler.
