
Bir ülkenin savunma gücü, çoğu zaman karadaki hakimiyetiyle ölçülür. Tanklar, zırhlı araçlar, obüsler ve modern silah sistemleri, bir ordunun sahadaki etkinliğinin ve caydırıcılığının en temel unsurlarıdır. Türkiye, uzun yıllar boyunca dışa bağımlı olduğu bu alanda, son yirmi yılda gerçekleştirdiği milli teknoloji hamlesiyle adeta bir devrim yarattı. Artık Türk toprakları, kendi mühendislerimizin ve işçilerimizin tasarlayıp ürettiği "çelik yumruklar" tarafından korunuyor.
Peki, Altay tankındaki uzun bekleyişten seri üretime, Fırtına obüslerinin yeni neslinden insansız kara araçlarına kadar uzanan bu serüvende hangi noktadayız? Gelin, Türk kara platformları ve silah sistemlerindeki son duruma yakından bakalım.
Yıllardır süren geliştirme, test ve motor tedariki gibi zorlu süreçlerin ardından, ALTAY Ana Muharebe Tankı projesi nihayet seri üretim aşamasına geçti. BMC Savunma tarafından üretilen ve "Yeni Altay" olarak adlandırılan modern konfigürasyon, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) çağ atlatacak yetenekler sunuyor.
Artırılmış Beka Kabiliyeti: Yeni Altay, ASELSAN tarafından geliştirilen AKKOR Aktif Koruma Sistemi ile donatıldı. Bu sistem, tanka yönelen tanksavar füzelerini daha tanka çarpmadan havada imha ederek mürettebat için bir "kalkan" görevi görüyor. Ayrıca, ROKETSAN'ın yeni nesil zırh paketleri de tankın balistik korumasını en üst düzeye çıkarıyor.
Milli Güç Grubu Hedefi: İlk seri üretim tanklar, Kore menşeli güç gruplarıyla (motor ve transmisyon) üretilirken, BATU Güç Grubu projesi kapsamında geliştirilen milli motor ve transmisyonun testleri başarıyla devam ediyor. BATU'nun envantere girmesiyle Altay projesindeki dışa bağımlılık tamamen sona erecek.
Modern Görev Sistemleri: Gelişmiş atış kontrol sistemleri, lazer uyarı sistemleri ve durumsal farkındalık teknolojileri ile Altay, 21. yüzyılın ağ merkezli harp ortamına tam uyumlu bir platformdur.
Türkiye'nin belki de en büyük başarıyı yakaladığı alan, tekerlekli ve paletli zırhlı araçlardır. BMC, FNSS ve Otokar gibi firmalarımızın ürettiği araçlar, sadece TSK'nın ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda dünyanın dört bir yanına ihraç edilerek birer marka haline geliyor.
Mayına Karşı Korumalı Araçlar (MRAP): BMC'nin Kirpi ve Vuran, FNSS'in Pars İzci gibi araçları, özellikle asimetrik harp ve terörle mücadele bölgelerinde personelin güvenliğini sağlayan en önemli unsurlardır. Yüksek mayın ve balistik korumaları sayesinde yüzlerce personelin hayatını kurtarmışlardır.
Tekerlekli Zırhlı Araçlar (8x8, 6x6): Otokar'ın Arma ve FNSS'in Pars aileleri, farklı görevlere uygun modüler yapılarıyla öne çıkıyor. Personel taşıyıcıdan, silahlı keşif aracına, komuta kontrol aracından tanksavar platformuna kadar geniş bir yelpazede çözümler sunuyorlar.
Paletli Zırhlı Araçlar: FNSS'in Kaplan serisi, tanklarla birlikte hareket edebilen, yüksek hareket kabiliyetine sahip modern platformlardır. Özellikle Endonezya'ya ihraç edilen Kaplan MT (Harimau) orta ağırlık sınıfı tank projesi, bu alandaki başarının en somut örneğidir.
TSK'nın "çelik yumruğu" olarak bilinen T-155 Fırtına Obüsleri, Suriye ve Irak'taki operasyonlarda gösterdiği üstün performansla kendini kanıtlamıştı. Şimdi ise, bu efsanevi platformun yeni nesli, yani Fırtına-II (Yeni Nesil Fırtına) envantere giriyor.
Artırılmış Otomasyon: Yeni Fırtına, tamamen elektrikli ve servo kontrollü bir kuleye sahiptir. Mühimmat yükleme sistemi yarı otomatikten tam otomatiğe geçirilerek atış hızı artırılmış ve mürettebatın iş yükü azaltılmıştır.
Modern Aviyonikler: ASELSAN tarafından geliştirilen yeni nesil atış kontrol sistemleri sayesinde çok daha hassas ve hızlı bir şekilde hedef tespiti ve angajmanı yapabilmektedir.
İHA'lardaki devrimin bir benzeri, kara platformlarında da yaşanıyor. Türk savunma sanayii, farklı tonajlarda ve görevlerde insansız kara araçları geliştirerek geleceğin ordusunu bugünden şekillendiriyor.
Hafif Sınıf İKA'lar: HAVELSAN Barkan, Elektroland Hançer gibi platformlar, keşif, gözetleme ve yakın destek görevleri için tasarlanmıştır. Üzerlerindeki makineli tüfekler ve küçük roketlerle riskli bölgelere personelden önce girerek tehditleri bertaraf ederler.
Orta ve Ağır Sınıf İKA'lar: ASELSAN Aslan gibi daha büyük platformlar ise, çok daha ağır silahları taşıyarak zırhlı birliklere destek olmak ve hatta otonom bir şekilde muharebeye katılmak üzere geliştirilmektedir.
Türk kara platformları ve silah sistemleri, Altay'dan Fırtına'ya, zırhlı araçlardan insansız sistemlere kadar geniş bir yelpazede büyük bir dönüşüm yaşamaktadır. Artık Türkiye, sadece kullanıcı bir ülke değil, aynı zamanda bu alanda teknoloji üreten, tasarlayan ve dünya pazarlarına ihraç eden bir güçtür. Sahadaki bu "çelik yumruklar," modern teknolojileri ve milli sistemleriyle, Türkiye'nin karadaki sarsılmaz gücünün ve caydırıcılığının en büyük teminatıdır.