Kategoriler
İnsansız Deniz Araçları (İDA): ULAQ ve SANCAR SİDA'lar Geleceğin Donanmasını mı İşaret Ediyor?

İnsansız Deniz Araçları (İDA): ULAQ ve SANCAR SİDA'lar Geleceğin Donanmasını mı İşaret Ediyor?

01.08.2025
Gökyüzündeki insansız devrim, Bayraktar TB2 ve ANKA gibi platformlarla tüm dünyanın savaş doktrinlerini yeniden yazdırdı. Şimdi ise benzer bir dönüşüm, çok daha sessiz ve derinden, denizlerin yüzeyinde yaşanıyor. Türkiye, İnsansız Deniz Araçları (İDA) alanında da öncü bir rol üstlenerek, geleceğin donanma konseptlerinin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor. Bu yeni ve cesur vizyonun en somut örnekleri ise ULAQ ve SANCAR gibi Silahlı İnsansız Deniz Araçları (SİDA) projeleridir.

Gökyüzündeki insansız devrim, Bayraktar TB2 ve ANKA gibi platformlarla tüm dünyanın savaş doktrinlerini yeniden yazdırdı. Şimdi ise benzer bir dönüşüm, çok daha sessiz ve derinden, denizlerin yüzeyinde yaşanıyor. Türkiye, İnsansız Deniz Araçları (İDA) alanında da öncü bir rol üstlenerek, geleceğin donanma konseptlerinin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları veriyor. Bu yeni ve cesur vizyonun en somut örnekleri ise ULAQ ve SANCAR gibi Silahlı İnsansız Deniz Araçları (SİDA) projeleridir.

Peki, insan müdahalesi olmadan su üstünde görev yapabilen, hedefleri tespit edip imha edebilen bu "hayalet gemiler," gerçekten de geleceğin donanmasını mı işaret ediyor? Bu teknolojinin Mavi Vatan savunmasındaki yeri ne olacak?

 

Neden İnsansız Deniz Aracı? Denizlerdeki Yeni Felsefe

 

Tıpkı İHA'larda olduğu gibi, İDA'ların da temel felsefesi "Dull, Dirty, and Dangerous" (Sıkıcı, Kirli ve Tehlikeli) olarak adlandırılan görevleri, insan hayatını riske atmadan gerçekleştirmektir.

  • Sıkıcı (Dull): Haftalarca sürebilecek uzun süreli karakol ve gözetleme görevleri.

  • Kirli (Dirty): Mayın arama-tarama veya nükleer, biyolojik, kimyasal (NBC) keşif gibi tehlikeli madde içeren görevler.

  • Tehlikeli (Dangerous): Düşman kıyılarına yakın keşif yapmak veya yüksek riskli suüstü harbi operasyonları gibi görevler.

Bu görevleri insansız platformlara devretmek, hem personelin güvenliğini en üst düzeye çıkarır hem de çok daha maliyet-etkin bir çözüm sunar.

 

ULAQ Serisi: Modüler Görevlerin Öncüsü

 

Ares Tersanesi ve Meteksan Savunma'nın ortaklığıyla geliştirilen ULAQ, Türkiye'nin ilk Silahlı İnsansız Deniz Aracı olarak tarihe geçti. Başarılı füze atış testleriyle tüm dünyanın dikkatini çeken ULAQ, tek bir platformdan çok, farklı görevlere uyarlanabilen modüler bir "aile" olarak tasarlandı.

ULAQ Ailesinin Yetenekleri:

  • Suüstü Harbi (ASuW): Üzerinde ROKETSAN üretimi lazer güdümlü CİRİT ve L-UMTAS füzeleri taşıyan SİDA versiyonu, düşman hücumbotlarına, karakol gemilerine veya kritik kıyı hedeflerine karşı etkin bir vuruş gücü sunar.

  • Denizaltı Savunma Harbi (DSH): DSH roketi ve çekili dizin sonarı gibi sistemlerle donatılan versiyonu, özellikle liman ve boğaz gibi stratejik bölgelerin sığ sularında düşman denizaltılarına karşı bir avcı görevi görebilir.

  • Mayın Karşı Tedbirleri (MKT): Mayın tespit ve imha sistemleriyle donatılarak, en riskli görevlerden biri olan mayın temizliğini güvenli bir şekilde yapabilir.

  • İstihbarat ve Elektronik Harp: Farklı sensör ve elektronik harp podları ile donatılarak sessiz bir dinleme ve gözetleme platformuna dönüşebilir.

ULAQ'ın en büyük avantajı, otonom veya uzaktan komuta ile tek başına ya da "sürü" halinde görev yapabilmesidir.

 

SANCAR SİDA: Ağır Abinin Gücü

 

Yonca-Onuk Tersanesi ve HAVELSAN iş birliğiyle geliştirilen SANCAR, ULAQ'a göre daha büyük bir platform olarak daha ağır silahları ve daha gelişmiş sistemleri taşıma potansiyeli sunar. Üzerinde 12.7 mm stabilize makineli tüfek sistemi ve daha fazla sayıda füze taşıma kapasitesiyle, daha zorlu görevler için tasarlanmıştır.

SANCAR'ın en kritik özelliği ise, HAVELSAN'ın ADVENT Savaş Yönetim Sistemi'nin bir versiyonu ile donatılmasıdır. Bu, SANCAR'ın sadece bir uzaktan kumandalı bot olmaktan çıkıp, donanmanın diğer unsurlarıyla (fırkateynler, korvetler, helikopterler) tam bir ağ merkezli uyum içinde çalışabilen akıllı bir platform olmasını sağlar.

 

Geleceğin Donanması: İnsanlı ve İnsansız Platformların Ortak Gücü

 

İDA'lar, gelecekte insanlı gemilerin yerini tamamen almayacak; aksine onlarla birlikte çalışarak bir "güç çarpanı" etkisi yaratacak. Geleceğin donanma konsepti şu şekilde şekilleniyor:

  • Öncü Kuvvet: Bir fırkateyn veya korvet, tehlikeli bir bölgeye girmeden önce, keşif ve ilk temas için öncü olarak İDA'larını gönderir.

  • Sürü Saldırısı: Bir komuta gemisinden yönetilen onlarca SİDA, bir "kurt sürüsü" gibi dağınık haldeki düşman hedeflerine aynı anda farklı yönlerden saldırabilir. Bu, düşmanın savunma sistemlerini aşırı yükleyerek başa çıkmasını imkansız hale getirir.

  • Genişletilmiş Göz ve Kulak: Fırkateynin radarı ve sonarının yetmediği kör noktaları, daha ileriye konuşlandırılmış İDA'lar kapatarak komuta gemisine 360 derecelik tam bir durumsal farkındalık sağlar.

  • Lojistik ve Destek: İnsansız deniz araçları, gelecekte sadece savaş için değil, aynı zamanda gemiler arasında malzeme veya mühimmat taşımak gibi lojistik görevlerde de kullanılabilir.

 

Sonuç: Denizlerdeki İnsansız Devrim Başladı

 

ULAQ ve SANCAR gibi projeler, Türkiye'nin sadece takip eden değil, aynı zamanda yeni nesil teknolojilerde oyun kurucu olma vizyonunun en net göstergeleridir. İnsansız deniz araçları, Mavi Vatan savunmasına daha esnek, daha maliyet-etkin ve daha az riskli yeni katmanlar ekliyor. Henüz yolun başında olunsa da, bu "çelik iradeli" insansız platformların, geleceğin donanmalarının ayrılmaz bir parçası olacağı ve denizlerdeki güç dengelerini yeniden şekillendireceği bugünden bellidir. Türkiye ise bu devrimde ön saflarda yerini almıştır.