Kategoriler
GÖKBEY: Türkiye'nin İlk Özgün Genel Maksat Helikopterinin Perde Arkası

GÖKBEY: Türkiye'nin İlk Özgün Genel Maksat Helikopterinin Perde Arkası

01.08.2025
Türk havacılık sanayisi, ATAK gibi projelerle mevcut bir platformu millileştirme ve geliştirme konusunda rüşdünü ispat etmişti. Ancak bir sonraki ve en zorlu adım, bir helikopteri A'dan Z'ye, tüm kritik bileşenleriyle birlikte sıfırdan tasarlayıp üretmekti. İşte GÖKBEY (T625), bu büyük vizyonun ve mühendislik cesaretinin gökyüzündeki adıdır. O, sadece bir helikopter değil; Türkiye'nin döner kanat teknolojisindeki bağımsızlık beyannamesidir.

Türk havacılık sanayisi, ATAK gibi projelerle mevcut bir platformu millileştirme ve geliştirme konusunda rüşdünü ispat etmişti. Ancak bir sonraki ve en zorlu adım, bir helikopteri A'dan Z'ye, tüm kritik bileşenleriyle birlikte sıfırdan tasarlayıp üretmekti. İşte GÖKBEY (T625), bu büyük vizyonun ve mühendislik cesaretinin gökyüzündeki adıdır. O, sadece bir helikopter değil; Türkiye'nin döner kanat teknolojisindeki bağımsızlık beyannamesidir.

Peki, TUSAŞ hangarlarında başlayan bu meşakkatli yolculuğun perde arkasında neler yaşandı? GÖKBEY'i kendi sınıfında özel kılan yetenekler neler ve Türkiye için stratejik anlamı ne? Gelin, Türkiye'nin ilk özgün genel maksat helikopterinin anatomisini birlikte inceleyelim.

 

Bir Hayalden Gerçeğe: Neden Sıfırdan Bir Helikopter?

 

Türkiye'nin hem sivil hem de askeri alanda genel maksat helikopterlerine olan ihtiyacı her zaman yüksekti. Personel taşıma, arama-kurtarma, VIP ulaşım, hava ambulansı, yangınla mücadele gibi sayısız görevde kullanılan bu platformlar, büyük ölçüde yurt dışından tedarik ediliyordu. Bu durum, hem milyarlarca dolarlık bir kaynağın dışarıya akması hem de yedek parça, bakım ve modernizasyon konularında dışa bağımlılık anlamına geliyordu.

İşte "Özgün Helikopter Programı," bu bağımlılığı kırma ve Türkiye'nin kendi ihtiyaçlarına en uygun platformu yaratma hedefiyle başlatıldı. Projenin kod adı olan T625, bu vizyonun ilk somut adımıydı: Türkiye, 6 ton sınıfı, 2 motorlu, 5 palli bir helikopter. Daha sonra bu teknik isim, Türk gökyüzüne yakışır şekilde GÖKBEY olarak tescillendi.

 

Perde Arkası: En Kritik Eşik "Transmisyon ve Motor"

 

Bir helikopteri sıfırdan tasarlamanın en zorlu iki aşaması vardır: motor ve transmisyon (dişli kutusu) sistemi. Transmisyon, motorlardan gelen yüksek devirli gücü, pervaneleri döndürecek ideal torka düşüren, helikopterin kalbi ve en karmaşık mekanik aksamıdır.

GÖKBEY projesinin en büyük başarılarından biri, bu kritik transmisyon sisteminin TUSAŞ tarafından tamamen yerli ve milli olarak tasarlanıp üretilmesidir. Bu, Türkiye'nin daha önce sahip olmadığı, son derece stratejik bir yeteneğin kazanılması anlamına geliyordu.

Diğer kritik eşik ise motordu. GÖKBEY'in ilk prototipleri, uluslararası alanda kanıtlanmış LHTEC-CTS800 motorları ile havalandı. Ancak projenin nihai hedefi her zaman tam bağımsızlıktı. Bu doğrultuda, TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) tarafından yürütülen TS1400 turboşaft motor geliştirme projesi başlatıldı. Yıllar süren zorlu testlerin ardından başarıya ulaşan TS1400, ilk kez gücünü GÖKBEY'e vererek tarihi bir ana imza attı. Artık GÖKBEY'in sadece gövdesi ve beyni değil, kalbi de milliydi.

 

GÖKBEY'i Özel Kılan Yetenekler

 

GÖKBEY, kendi sınıfındaki rakiplerine kıyasla en modern teknolojilerle donatılmış bir platformdur.

  • Üstün Aviyonikler ve Cam Kokpit: Kokpiti, ASELSAN tarafından geliştirilen dört adet geniş dokunmatik ekranla donatılmıştır. Bu "cam kokpit" mimarisi, pilotlara uçuş ve görev verilerini en anlaşılır şekilde sunarak iş yükünü azaltır ve durumsal farkındalığı artırır.

  • Çok Yönlü Görev Kabiliyeti: GÖKBEY, modüler yapısı sayesinde çok farklı görevlere hızla adapte olabilir. Birkaç saat içinde bir VIP taşıma helikopterinden, bir hava ambulansına (HEMS) veya bir arama-kurtarma (SAR) platformuna dönüştürülebilir. Bu esneklik, onu hem askeri hem de sivil kullanıcılar için son derece cazip kılmaktadır.

  • Yüksek Performans: Güçlü motorları ve aerodinamik tasarımı sayesinde yüksek irtifa ve sıcak hava gibi zorlu koşullarda dahi üstün performans sergiler. Bu, Türkiye'nin coğrafi şartları için hayati bir özelliktir.

  • Sertifikasyon Süreci: GÖKBEY, sadece askeri standartlara değil, aynı zamanda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) gibi uluslararası sivil havacılık otoritelerinin zorlu sertifikasyon süreçlerine de uygun olarak geliştirilmektedir. Bu, onun küresel sivil pazarda da yer alabilmesinin önünü açacaktır.

 

Sonuç: Bir Kilometre Taşı ve Geleceğe Açılan Kapı

 

GÖKBEY, TUSAŞ ve yüzlerce yerli alt yüklenicinin emeğiyle ortaya çıkmış bir mühendislik zaferidir. O, Türkiye’nin artık sadece teknoloji tüketen veya adapte eden değil, aynı zamanda sıfırdan teknoloji üreten bir ülke olduğunun en net ilanıdır. Jandarma Genel Komutanlığı envanterine girmesiyle başlayan hizmet süreci, önümüzdeki yıllarda hem yurt içinde hem de uluslararası pazarda genişleyerek devam edecektir.

Dahası, GÖKBEY projesinde kazanılan transmisyon, motor, aviyonik ve uçuş kontrol sistemleri gibi kritik teknolojiler, Türkiye'nin bir sonraki büyük hedefi olan ATAK-2 (Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri) gibi daha büyük ve karmaşık projelerin de temelini oluşturmaktadır. GÖKBEY, sadece gökyüzünde süzülen bir helikopter değil, Türkiye'nin döner kanat geleceğine açılan bir kapıdır.